Tuesday, September 29, 2009

Benim İçin Büzülme

Geçen gün tanıştığım adamın kendini ispat etmek için harcadığı çaba olağanüstüydü. Cümlelerinin arasına es koymak yerine; "Ben gazeteci olduğum için.." yahut "Ben ilginç bir insanım, tanıdıkça anlarsınız..." cümlelerini sokmayı adet edinmiş. Bir günlük ömrü kalmış gibi bir çırpınma hali. Kendini kabul ettirme ateşi. Tüm bu ateş, isterse hektarlara yayılsın; tek bardak suya bakar: "Siktir git."

Sonra sustu ve hiç konuşmadı. Harika bir tabloydu, Piçasso görse elimi öper.

warmed but served chilled


Icinin icine siimadii anlarda; mesnetsiz hayvansi nese nobetlerini paylasirken, sinirden aaz dolusu kufretmenin arifesinde, gozune ilistirdiin plastik kasikla karsinda lafini geveleyenin gozunu cikarmaya nihayet karar verdiinde, gomlegini yirtip "yeter, pust" die bagirip mutlu oldugu iddasindaki zavallinin yanak etini yuzunden ayirma niyeti ile ayaga firlamak uzere iken...bir an durup, karsindakinin de senin gibi mutfaginda akdeniz tonlari, granitleri ile isvec agaci dolaplar kullandigi halde garajini cople doldurmus olabilecegi aklina gelir. Iste o an acimadan diil, ama muadilini bulmanin sevinci ile gulumsersin; cigerlerin sogutuluverir, hararetin ucar gider.

Monday, September 14, 2009

being silky chilled and smooth


detaylar son kez gozden gecirilir. Disler: gayet beyaz, ten yeteri kadar bronz, sac yeteri kadar umarsamaz/jilet kesim arasi uzunlukta, gogus yeteri kadar karindan onde...
dokundugun anda icini titreten ipek/yun karisimi takim asgari ucretin uckati kadar. Sana hediye edilmis olmasi midenin bulanmasini nispeten bastirabiliyor. basharfinle suslu tasli kol dugmelerin...evet ellerin cebindeyken bile isiltili. check...
yanik kahve ayakkabilarini ayni tondaki kemerle eslestirebilmek icin 2 gununu harcadiini unutma. bu 2sinin parasiyla insanlar araba taksidi oduyorlar. Kravat? tabi ki ipek, ama yeteri kadar canli olmadigi icin gri takimin ince somon cizgilerini ortaya cikarmiyor sanki. her an cikarilabilir. Sirf mukemmele yakin su kostumunu arzi endam ettirmen icin bu davete caarildiin bi gercek, bunu senin kadar birazdan seni V8 motorlu SUV'si ile alacak kadin bile biliyor. Ama sen onun bilekten bantli topuklu ayakkabisina takilmis, o da senin ayakkabilarinin isiltisi ile ilgileniyor olacaksiniz. birbirinizi cekici bulmaktan cok sinsice karsinin uyumlu giyinisini kiskanmakla alakali bi ilgi bu.
6 ay kar altinda kalan bi sehirde bu kadar nemli eylul ayi, bu takimi, saci ve durusu bozar korkusuyla oturmayip ayakta kendini aynanin karsisinda seyretmekte cok haklisin. 3. devirde donen tavan vantilatorunu ve 10 metrekare calisma odani bir kez daa gozden geciriosun. Seni korkutan isiltili bir sefillik icin lukse gomulmen degil, birgun sefaletini unutman. onun icin bu oyunu oynamakta beis gormuyosun. ne kadar iyi bir oyuncu oldugun farkedildigi icin de her yere davet ediliyosun. Hayat bayagi...sen bu bayagiliktan zevk alma noktasini sollayip bu zevki nasil kaybetmem sorusuna kitlenmis durumdasin. artik motton "neither lethargy nor euphoria."

Friday, September 4, 2009

being chilled

Zor zanaat vesselam...dememizi beklemeyin. Zinhar ole diil, nasil oldu onu bile zor kestirioruz. Ama kadinli, erkekli farkettimiz sey sogutulmus oldugumuz. Ne menem bi sey mi bu? onun da cevabini burda arioruz. yatiya bekleriz.